28 Ağustos 2013 Çarşamba

3 - Diyafram

Deli dolu bir gecikmenin ardından ilk teknik terimimiz "Diyafram" ın sunumunu bitirdiim,hep birlikte manuel mode a geçmenin ilk adımlarını atacağız. Lütfen aklınıza takılan şeyleri,önerilerinizi, düzeltmelerinizi yorumlayın :)

17 Ağustos 2013 Cumartesi

1.3 Paralaks Hatası

Eveeet 1.3 ile başlayan bu güzide yazıyı aslında önceki sunumun olduğu hafta paylaşmalıydım,ancak 2.sunumu daha da geciktirmek istemediğim için sonraya bırakmıştım. 

Nedir bu Paralaks Hatası?
Rangefinder bir makine böyle görünür:)
Vizörü yan taraftadır.

Vizörde görülen görüntü ile çekilen görüntü arasındaki boyut ve kapsama farkına paralaks hatası denir.Eski kompakt makinelerde ve rangefinder tipi makinelerde görülür.Bu tip makinelerde aynalı bir vizör değil, makinenin üzerinde ayrı bir bakış noktası vardır. Vizör ve filme düşen görüntünün aynı olmaması büyük bir dezavantajdır. Ayna mekanizması olmaması sebebiyle daha hafif ve daha basit tasarımlardır.




Avantajları
+Kompaktlarda az ışıkta bile vizördeki görüntü parlaktır.
+Daha küçük ve hafiftirler.
+Aynalı sistem olmadığı için çekim sırasında daha sessizdirler.

Dezavantajları
-Objektifin önünde bir engel,toz vs. varsa etkilerini vizörden göremezsiniz.
-Objektife takılan filtrelerin etkileri vizörden görülmez.
-Vizördeki görüntü filme düşen görüntüden farklı olduğu için çektiğiniz kareyi tam olarak ayarlamak zordur. Kadraj hataları ve hayal kırıklıkları oluşabilir.









16 Ağustos 2013 Cuma

2.1 Gölgelerin gücü adına!!

Işığın fotoğrafın en yakın arkadaşı olduğunu artık biliyoruz.Peki ya ışığın sonuçları? Gölgeler? Eveet gölgeler de ışık gibi fotoğrafın bir parçasıdır.Bir kareyi çok özel de kılabilir veya tamamen mahvedebilir.Sadece gölgeler kullanılarak da çok yaratıcı şeyler de ortaya çıkabilir.







Gölgeler aynalar gibi kendinizi karede göstermeye yarayabilir.Eğer fotoğraf çeken bir arkadaş topluluğunuz yoksa genelde en az fotoğraf kendinizin ki oluyor.Gölgeler sayesinde siz de kendi fotoğrafınızı(eh) çekebiliyorsunuz.Kısaca gölgeler "Benim de fotoğrafım olsun yaa!" çağrınıza bir yanıt olabiliyor. 





Önceki paragraflarda gölgelerin fotoğrafı mahvedebileceğini ve kendimizi karede göstermeye yarayabileceğini söylemiştim.Bu aslında pek iyi bir şey de olmayabilir.Nasıl mı? Güzel bir şeyler çekiyor olmanın verdiği heyecanla kendi gölgenizi pek fark edemeyebilirsiniz veya ışık koşulları sizi buna mecbur bırakabilir. Karenizde alakasız bir biçimde fotoğraf çeken birinin gölgesi insanların ilgisini pek çekmeyecektir(iyi anlamda:/)




Bulutlu,kapalı bir havada gölgeler oluşamaz.Fotoğraf çekerken gölgelerden kaynaklanacak hayal kırıklıkları da uçar gider.Peki ya yansımalar? Onlarla her zaman her yerde karşılaşabilirsiniz.Camekanlarda,su birikintilerinde,metal yüzeylerde ve daha birçok yerde.Yansımalar da gölgeler gibi fotoğrafınızı vezir de edebilirler rezil de :):) İşte "vezir" edecek birkaç örnek :)






Yansımalar ayrıca kendinizi çekmenin bir başka yoludur.




Bu da benden :))

Ve aynı gölgelerdeki gibi istenmeyen yansımalar fotoğrafınızı rezil edebilir :/ 


Bu da benim ilk fotoğrafım vee yansımanın azizliğine ilk uğrayışım. Dikkatli bakarsanız arka planda kravatın orada biri vaar ^^



Işık konusundan şimdilik bu kadar.İleride kompozisyon başlığı altında ışığın etkili kullanımını ayrıntılı bir biçimde işleyeceğiz :) 3 - Diyafram adlı sunumda görüşmek üzere,hoşçakalıın

6 Ağustos 2013 Salı

2 - Işık

Gecikmeli de olsa 2.ders sunumum olan IŞIK ile huzurlarınızdayım. Bu sunumda Işık Çeşitlerini,Işığın Özelliklerini,Işığın Ölçümünü,Pozlama nedir i öğreneceğiz.Bayram dolayısıyla şehir dışına çıkacağım ve internet bulabildiğim ölçüde blog güncelleyebileceğim. O zamana kadar sağlıcakla kalın vee İYİ BAYRAMLAR :)

30 Temmuz 2013 Salı

Az ileride

    Blog biraz daha gelişince,yazma işim biraz daha hız kazanınca arar ara fotoğrafın ustalarını tanıyalım istiyorum.Kendim adına da birkaç isim biliyorum kim bilir ne güzel şeyler kaçırıyorum.Fotoğrafı öğrenmenin en güzel yolu fotoğraf incelemekten geçiyor bir de.Hatta bunun için facebook sayfalarına üye olursanız,yorumları okumaya çalışırsanız,fotoğraf paylaşım sitelerinde takılırsanız faydalı olur.Onu da diyeyim yeri gelmişken.Neyse ustalar diyorduk,fotoğraflara bakalım kopyalayalım aynısından çekmeye çalışalım demiyorum ama doğruları görmeye çalışırız,doğrulardaki yanlışları..Fotoğrafın güzelini tanırız görürüz gözümüz gönlümüz açılır.Fotoğrafçılık dallarını da yavaştan tanımaya başlarız.Beğendiğiniz isimleri ustaları iletirseniz onlardan yaparım öncelikli.Benim yapmak istediğim ilk Ara Güler ve Vivian Maier var.Bunu da erkenden çıtlatayım ^^ 

    Sağlıcakla kalııın :)

1.2 Crop Sensör,Full Frame Makine mi? O da ne?


   Merhabalaar, bu yazımda makineler satılırken duymuş olabileceğiniz,belki ezelden beri merak ettiğiniz,bilmesi de pek faydalı olacak olan crop sensör ve full frame terimlerini anlatmaya çalışacağım.
   Bu öz Türkçemizden bi hayli uzakta duran tanımlar "crop sensör" tanımından göz kırpıldığı gibi dijital makinelerin "sensör" bölümüyle yakından alakalı.

Öncelikle "sensör" ne ki?


Sensör tam olarak böyle bir şey  
   "Fotoğraf makinelerinde sensör, görüntüyü algılayan ve elektronik ortamda işlenebilir sinyallere dönüştüren temel parçadır." Vücudumuzu düşünecek olursak,dışarıdan gelen  görüntüler gözümüzden geçiyoor,orada gözün içine düşüyoor,ordan beyin algılayıp,görme olayını tamamlıyor.Bu durumda gözümüzü lens,görüntünün düştüğü kısmı sensör,beyni de işlemci gibi düşünebiliriz. 
    Sensörün görevini,işleyişini "1-Fotoğrafa Giriş" teki sunumumun son sayfasındaki Youtube videosundan izleyebilirsiniz.Yalnız o biraz(belki de baya) teknik anlatıyor.

   Buralara kadar gelmişken Megapiksel olayından da bahsedeyim.Örneğin 20 Megapiksellik bir makinenin sensöründe 20 milyon piksel bulunuyor.Bu pikseller ışığa duyarlı hücreler gibi.Görüntü(ışık) gelince oradan işlemciye(beyne) iletiliyor.Yani baya önemli,kilit bir görevi var.

Hmm, Peki o zaman Full frame ve crop sensör ne?

   Analog makinelerde görüntünün film sayesinde,dijitallerde ise sensör sayesinde kaydedildiğinden bahsetmiştim.Zaten dijitaller,mekanik olarak çalışan analogların "dijitalleştirilmesi" ile ortaya çıkmış.kullanıyor.Analog ve dijital birbiriyle çok alakalı olduğu için film-sensör arasında da ister istemez bir kan bağı var.Analog makinelerin çoğu görüntüyü kaydetmek için " 35mm" film kullanıyor. 


  Bundan ötürü 35mm film ebadındaki sensörlere Full Frame adını veriyoruz. Full Frame bir sensör 24x36 mm boyutlarında oluyor. 35mm film kullanan analog makinelerin hepsi full frame gibi(atası babası bu zaten).Dijitallerde ise ilk aklıma gelen,çok meşhur olan Canon 5D ler bu gruba dahil.

  Türkçeye "kırpılmış sensör" gibi de çevirebileceğimiz Crop Sensör  ise 35mm ebadından daha küçük olan sensörlere deniyor. Crop sensörlerin net bir ölçüsü yok. Mesela kompakt makinelerde sensör boyutu  çok küçükken,profesyonel makinelerde(giriş seviye bile olsa) daha büyük oluyor.Markadan markaya, modelden modele değişebiliyor tabii.

Sensörü neden küçültmüşler ki?

   Az önce çıtlattığım gibi kompakt gibi mini mini ve ucuz bir makinede mini mini bir sensör varken,büyük sensörlü dijital makineler(giriş seviyesi dslr ler bile) herkesin gözüne hemen çarpacak kadar büyük ve pahalı.Yani sensörü büyük bir makineyi üretmek daha maliyetli ve bu makineler daha kocaman oluyor.Bu işi ucuza getirmek ve daha kullanışlı yapmak için crop sensör var.

TA DAA: Crop Factor(Kesme Çarpanı)



Full frame: 24x36 mm
Crop Sensör(Nikon): 16x24 mm

Azıcık bir hesapla(35mm’lik filmin köşegen uzunluğu / Sensörün köşegen uzunluğu) görüyoruz ki bu ikisi arasında  1.5 kat lık
bir fark var.Bu katlı oran bize Crop Factor (Crop Faktör) adı verilen bir değeri veriyor. Bu terimin Türkçeleştirilmişi "Kesme Çarpanı" oluyor.Bende Bunu kullanmaya çalışacağım :)

Şimdi kesme çarpanının hesaplanmasına bir örnek verecek olursak:
"*35mm’lik filmin köşegen uzunluğu 43.3 mm, Canon 450D’nin sahip olduğu APS-     C sensörünki ise 26.7 mm’dir.
 *35mm’lik filmin köşegen uzunluğu / sensörün köşegen uzunluğu =  Kesme Çarpanı
43.3 mm / 26.7 mm = 1.621
 *Virgülden sonra tek ondalık kalacak şekilde yuvarlarsak 450D’nin kesme çarpanı 1.6′dır deriz."

Genel olarak Nikonlar 1.5x,Canonlar 1.6x oluyorlar. 

Sensör boyutlarının farklı olmasının, kesme çarpanının bir etkisi var mı?


 Vardır :) Örnekle açıklayacak olursam 50mm lik bir lensi Full Frame bir makinede kullanırsanız çarpan 1x olduğundan lens size 50x1=50mm lik lensin sağlayacağı bir görüş açısı sağlar.Aynı lens 1.6x Crop Sensöre sahip bir makinede ise 50x1.6 = 80 mm lik lensin sağlayacağı görüş açısını sağlar.. 

 Lensi bu şekilde kullanmak lensin 80mm bir lens gibi olduğu anlamına gelmiyor maalesef. Sensörün küçülmesi nedeniyle sadece görüş açımız daralıyor.Yandaki köpekli resim bunu güzel bir şekilde gösteriyor. Full frame bir makine ile siyah çerçeveli bölümü görebilirken,1.6x lık bir crop sensörde mavi çerçeveli bölümü görebiliyoruz.Bu da konuya 1.6 kat zoom yapmak gibi birşey oluyor(Bilgisayarda zoom yapınca kalite düşer,öyle bir zoom düşünün.)

Crop sensör sayesinde 80mm olan bir lens ile aslında 80mm olan bir lensin aynı olmaması fotoğrafın kalitesini etkiliyor tabii.



Bu fotoğraf kesme çarpanı ile 85mm olan bir lens ile aslında 85mm olan ve full frame bir makine ile kullanılan lensler
arasındaki kalite farkı görülüyor.  
Işığa duyarlılık burada belli oluyor gibi

Crop Sensörün (+) ve (-) leri neler?

Ucuzluk: Sensör ve lens maliyeti daha düşüktür.
Boyut: Daha küçük ve hafiftir.
Dar görüş açısı: Kuş fotoğrafçılığı gibi alanlarda avantajken,manzara ve sokak fotoğrafçılığında dezavantaj olabilir.
Vizörde daha küçük ve karanlık bir görüntü 
Daha az detay: Sensör boyu küçüldüğünden daha az detay yakalayacaksınız.(üstteki örnekte görülüyor.)
Işığa duyarlılık azalır: Sensör boyutu küçüdüğünden ISO başarımı azalır.
Geniş açı sorunu: Lensin mm değeri(Odak uzaklığı deniyor aslında ama onu henüz anlatmadım) kesme çarpanı ile çarpıldığından geniş açıyı o kadar "geniş" kullanamıyorsunuz.

Full Frame'in artı ve eksileri de bunun tam tersi oluyor :)

Aşağıdaki adreste harika anlatıyor ve hangi makinenin kaç çarpanlı olduğunu da yazıyor(Kaynakça aynı zamanda) 

Ayrıca kaynakça olarak:
 -http://www.bascek.com/252/crop-factor-nedir/



   





28 Temmuz 2013 Pazar

Analog fotoğrafçılar için Mekanlar

Merhabalar,öncelikle ben Ankara'da ikamet ediyorum ve şimdilik burada bildiğim mekanları yazacağım.Lütfen bildiğiniz mekanları ve mekanlar hakkındaki yorumlarınızı yorum olarak ekleyin :)

Diğer şehirlerdeki arkadaşlardan da gerekli yerleri öğrenerek bu listeyi uzatacağım :)


ANKARA


Tripod Foto

Siyah-beyaz banyo için burayı öneriyorlar. S-B banyo çarşambadan çarşambaya yapılıyor(12 lira sanırım).Renkli banyodan da memnunlar ama fiyat daha yüksek diğer yerlere göre.Tamir içinse gene burada Ali Değer diye bir usta var. Ayrıca tripod fotodan her türlü fotoğraf gerecini temin edebilirsiniz.

http://www.tripodfoto.com/

Şehit Adem Yavuz Sokak No:8/A Kızılay/ANKARA 
Tel: 0 312 - 419 43 25 servis:115 | satış:114 | web:113


Ankara Pasajı

Bu pasaj tam bir analog dostu.Girişte alt kata inince solda Seyrak fotoğrafçılık var. Erhan Usta diye tatlı mı tatlı bir ustamız tamir ile ilgileniyor.Seçenek az da olsa makine de satıyor.Çok şeker bir ustadır hatır,pazarlık geçerlidir.Kendi makinemi oraya verdim tamir için bakalım memnun kalacak mıyım :) 

Giriş katta,solda 2.el makine satışı yapan Medya Fotoğrafçılık var.Makinemi oradan alsamda orayı pek sevmediğimi belirtmeliyim.Duyduğuma göre tamiri de fena değilmiş.

Girişin bir üstünde,solda Aksel Foto var.Orada size açık sözlülüğüyle her türlü yardımı yapacaktır.Ben filmi buradan alıyorum(yanılmıyorsam renkli taze 4.5 falan,S-B 9-10liraydı).Banyo tarama içinde gene buraya geliyorum (Bildiğime göre burası da Asdoğan adlı bir yere yaptırıyor.Fiyat son zamla 7 lira oldu,ben memnunum şimdiye kadar filmim falan yakılmadı kalite de iyi bence bi sıkıntı yok)

Sıhhiye,Necatibey Caddesinin Girişinde,Hitit heykelinin az ilerisinde,üst geçidin ayağında

Gözde color
Burada banyo-tarama yaptırmadım.Memnun olan da var olmayan da.Ama film ve banyo-tarama fiyatları Ankara pasajına göre daha yüksek.

Bayındır 1.Sokak Aksoy Çarşısı No:27/34 Kızılay/ANKARA

Hüseyin Usta

"İzmir caddesindeki Menekşe pasajının karşısındaki Spor çarşısının giriş katında bulunun Hüseyin Usta'ya tam bir Rus makinesi serisiyle Hayyamın alt katındaki Filmli makine serilerini andırıyor. İş olarak fena değil zaten makine tamirinde çalışıyor film yok. Sadece eski makineler ve tozlu objektifler var.. "
Bu usta Zenit lerden iyi anlıyormuş,alacaklara burası tavsiye ediliyor.

İSTANBUL

Sirkeci

Ahan da Fotoğraftan aldığım bilgilere göre burada banyo-tarama genellikle 6 lira.Arkadaş Hayyam pasajı nın karşındaki Akın Color dan yaptırıyormuş.

Uygun fiyatlı film konusunda Pamuk Ticaret , Murat Ticaret önerildi.Pamuk ve Murat ticaret Atabay Merkez İş Hanında.



Pamuk Ticaret:Ankara Caddesi.No:169 Atabay Merkez İş Hanı Kat:1 No:101 Sirkeci - İSTANBUL
 www.pamukticaret.com 

Murat Ticaret :Ankara Caddesi.No:169 Atabay Merkez İş Hanı Kat: Zemin No: 169 Sirkeci - İSTANBUL
 www.digishoping.com


Tamir için Yusuf Ziya Genç'in orada Osman usta var imiş.Yeri Hoca Paşa Hamamında 



KOCAELİ
Delta Fotoğrafçılık
Banyo tarama burada 5 lira imiş.

DEMİRYOLU CAD NO.66 İZMİT 


MUĞLA

Foto Hakan

" 6 TL banyo+tarama+açık çay " imiş.

 Akdeniz Cad Öncel Pasajı No:17/20 Fethiye / Muğla

27 Temmuz 2013 Cumartesi

1.1 Analog mu? O da ne?

   "Vira Bismillah" adlı giriş yazımda dijital makinelerin fiyatlarından yakınıp,analog bir makine ile fotoğrafa başladığımdan bahsetmiştim.Peki ya neydi bu analog? Kalmış mıydı onlardan? Zor olmuyor muydu ya? Bide nerden alıyorum onun şeylerini? Ee peki fotoğrafları nasıl görüyorum,böyle bilgisayarda falan olur mu?  Bütün bu soruların cevapları ve daha fazlası için,analog un dünyasını sizlere tanıtmak için bu yazıyı hazırladım :)

Öncelikle analog fotoğraf makinesi nedir?


   Fotoğraf makinelerinden "1-Fotoğrafa Giriş"  dersinde kısaca bahsetmiştim.Hatta orada analog ve dijital makinelerin çalışma prensiplerini de açıklamıştım.Ama daha detaylı olarak bakacak olursak analog fotoğraf makineleri,görüntünün film adı verilen kimyasal bir yüzeye ışıkla hapsedildiği makinelerdir.Aslında ışık filmin yüzeyinde dalga boyuna göre lekeler bırakır.Renklerin dalga boyu farklı olduğu için fotoğraflar da renkli çekilebilir.

  Analog makineler dijital makinelere göre daha sadedir.SLR olanlarda ıncık cıncık modlar,özellikler olmasa da temel ayarları rahatlıkla yapabilirsiniz.Kompakt olanlarla aynı dijitaller gibi "bas-çek" çekim yapabilirsiniz.


  Analog makinelerde, günümüzdeki dijital makinelerdeki  autofocus(otomatik odaklanma-netleme) özelliği,otomatik çekim modları olmayabilir.Son model ve binlerce lira olan Leica modelleri dışında dijital ekranı yoktur.Çektiğiniz kareyi anında göremezsiniz.


Öyleyse çektiğim kareyi nasıl göreceğim?


Çektiğiniz kareyi görmek,sonuç almak için filmdeki bu izleri kimyasallarla geliştirmeniz(ki o olaya banyo diyoruz),yine kimyasallar yoluyla yüzeyi gümüş bromürle kaplı ve ışığa duyarlı olan fotoğraf kağıdına basmanız gerekir. Tabi ki bu atadan dededen kalma(!) gibi görünen yöntemi sıkıcı bulabilirsiniz,fotoğraflarınızı arkadaşlarınız gibi facebook a twitter a yüklemek yada dijital olarak arşivlemek isteyebilirsiniz .İşte bunun için geliştirilmiş tarayıcılar var.Filmi banyodan sonra baskı yapmadan tarayıp,direk dijital ortama aktarabiliyorsunuz.Baskı olayını çok sevip saygı duysam da pratiklik açısından bende filmleri tarama yolunu tercih ediyorum.

Bu biraz eziyetli mi ne...


  Gençler adına konuşacak olursam birçoğumuz teknolojinin ve hızın içinde büyüdük.Son teknoloji veya profesyonel olmasa bile dijital bi makine ile fotoğraf çekebiliyor,eve gider gitmez paylaşıp,arşivleyebiliyoruz. Bu yüzden 30-40 yıllık bir makine ile tamamen manuel olarak fotoğraf çekmek,sonuçları için beklemek ve para ödemek biraz anlamsız gelebilir.Ama analog büyük bir keyiftir. 
LOMOGRAPHY akımını duymuşsunuzdur belki;yeni,filmli,rengarenk makineler üretiliyor.Ama bu daha çok arkadaşlarınızla çekinmek,yeni şeyler denemek üzerine bir oluşum.Benim bahsettiğim analog,gerçek anlamda bir hobidir.Deklanşöre bastığınızdaki o ses,filmdeki kareleri sayıp yeri gelince çekim yapmaya bile kıyamamak,film biter bitmez heyecanla filmi fotoğrafçıya götürüp sonuçları beklemek,bu sırada nasıl çıktıklarını ve neler çektiğinizi hayal etmek,merak etmek,fotoğrafçıdan sonuçları alınca hemen film rulosunu açıp,herhangi bir ışığa tutup çektiğiniz kareleri anlamaya çalışmak(bu sırada biraz garip görünüyorsunuz tabi,hele şapşal şapşal gülüyorsanız) ve şu an aklıma gelmeyen birçok şey...Bütün bunlar bu işten keyif almanın bir parçası.Tabi bütün bunlar "Neden analog?" sorusunun duygusal ve soyut cevapları.


Gelelim daha bilimsel ve somut cevaplara:


Analogun artıları:


- Analog makineler siyah beyaz resimleri daha detaylı çekebilirler.

- Film dijital görüntülere oranla hala daha yüksek çözünürlüğe sahiptir.(Neden dijitallerden yüksek olduğunu "1.2 Crop Sensör,Full Frame Makine mi? O da ne?" konusunda açıklayacağım) 







- Analog makineler mekanik bir sistem ile çalışır.Herhangi bir güç kaynağına ihtiyacı yoktur(pil,batarya gibi).Yani bataryayı bitirme,yedek pil taşıma gibi dertleriniz olmaz.
- Pek çok dijital fotoğraf makinesi analog a göre daha düşük dinamik erime sahiptir.
- Dijital makinelerde aşırı ışıklı alanlarda ayrıntılar kaybolacak şekilde beyaza dönüşür. Analogda  detaylar az da olsa korunur.
- Yüksek ISO sayısal görüntüde renkli benekler olarak ortaya çıkar. Yüksek ISO filmle çekilen analog görüntüde ise daha az göze çarpan kabartılar olarak ortaya çıkar. Bu benekler bilgisayarda düzeltilse de görüntü kalitesi ve ayrıntılar olumsuz etkilenebilir.YANİ karanlıkta dijitallere göre daha iyi çekim yapabilmenize olanak sağlar diyebiliriz.

Dijitalin artıları:


- Anında sonuç alınır ve dijital ekran vardır.Bu sayede fotoğraftaki kusurları anında görüp düzeltebilirsiniz.

- Hafıza kartı sayesinde binlerce resim çekebilme,depolayabilme özelliğine sahiptir.(Bir film rulosunda 24 yada 36 poz bulunur.)
- Resimler bilgisayar ortamına daha kolay aktarılır,tarayıcı gerekmez.
- Baskı daha kolay yapılır(Herhangi bir yazıcı ile olabilir)
- Sesli video çekimi yapılabilir.

- Daha kolay kesme,düzenleme imkanı vardır.
- Titreme önleme,gps,pusula,konum etiketleme,anında paylaşma gibi teknolojik artıları vardır.
- ISO ayarını kolay değiştirebilirsiniz.(Analogda istediğiniz iso ayarında film takmanız gerekir.)
- Dijital zoom yapabilirsiniz(Çok artı birşey mi emin değilim,fotoğraf kalitesi düşüyor)


  Analog fotoğraf makineleri hakkında ileride daha detaylı bir şeyler hazırlamayı düşünüyorum(film ve makine çeşitleri üzerine).Ama o zamana kadar daha ayrıntılı bilgi için burayı öneririm.Ayrıca facebook'ta Ahan da Fotoğraf adlı sayfayı takip etmenizi öneririm,orada da her türlü sorunuz sevecenlikle cevaplanacaktır,ayrıca fotoğraf incelemek açısından da güzel olur :)

  Sağlıcakla kalııın :)




25 Temmuz 2013 Perşembe

Sunum ,Tarayıcılar ve Mobil Sürüm Hakkında

     BİLGİSAYARDA:Denemelerime göre yandex browser,chrome tarayıcılarında sunum ve blog sorunsuz çalışıyor. Internet explorer'da işler biraz karışık.Denediğim 3 bilgisayardan birinde sunum sorunuz çalıştı,birinde yeni sekmede açıldı,birinde çalışmadı.En iyi performans için chrome ve yandex tavsiye ederim.

    MOBİL CİHAZLARDA:Flash desteği olan android telefonlarda,web sitesi görünümünde sunum çalışıyor(Motorola Atrix kullanıcısıyım).Flash desteği yoksa veya mobil görünümde iseniz sunumlardan faydalanmanız mümkün değil malesef.

   En kısa zamanda başka tarayıcılarda ve cihazlarda deneyip sorun olup olmadığına bakacağım.
   Sizlerde karşılaştığınız sorunları,garipliklikleri iletirseniz sevinirim :)

24 Temmuz 2013 Çarşamba

1 - Fotoğrafa Giriş

İşte başlıyoruuzz...Bu sunumda "Fotoğraf Nedir? Fotoğraf makinesinin bölümleri nedir ve nasıl çalışır? Fotoğraf nasıl oluşur?" sorularına cevaplar bulacağız.Yaklaşık olarak(ya da en az) 10 günde bir sunum paylaşacağım Haftanın diğer günleri o haftaki sunumu destekleyecek,hatırlatmalar, paylaşımlar,örneklendirmeler yapacağım. İnşallah adım adım,düzenli bir şekilde ilerleyeceğiz,birlikte öğreneceğiz.Öneri,yorum ve sorularınızı bekliyorum.Bana yazıın :)





Vira bismillah..

  Herkes gibi gittiğim yerlerde elimde kompakt bir makineyle orayı burayı çekerken, bir gün babamın "Sen güzel kareler yakalıyorsun" demesiyle içimde bir merak doğdu.Lisedeyken küçük makinemin bozuluşuyla  fotoğraf ile uzun mesafeli bir ilişkiye girdik.Erteledikçe erteledim fotoğrafa başlamayı.Ne zaman internetten bir şeyler öğrenmeye kalksam uzun sıkıcı yazılar,bilmediğim terimler karşıladı beni.Bu yüzden başlarda hep bir kurs arayışı içindeydim.Ayrıca makinem yoktu ve piyasadaki başlangıç makineleri ateş pahasıydı.Kısacası hem maddi imkanlardan hem de yeterli çaba göstermeyişimden ertelediğim,ortaokuldan beri "bu yıl yapayım,bu yaz yapayım" dediğim fotoğraf uğraşısına üniversitede fotoğraf klübüne(hüfot) yazılarak başlamış oldum.Başladığım ilk andan itibaren bu merak büyük bir tutkuya dönüştü.Hocamız Mehmet Gökağaç'ın "Fotoğraf makine ile değil göz ile,yürek ile çekilir" demesiyle hayatı film tadında,görerek yaşamaya başladım.

  Kurs devam ederken, ilk yarısı bitiyordu ve hala makinem yoktu.Hocamızın analog fotoğrafçılığa olan övgüleriyle,tanıdıktan analog bir makine ödünç alarak analog fotoğrafçılığa başladım.Makinenin arızalı olduğunu anlamayıp büyük bir heves ile çektiğim ilk filmim yandı,geriye sadece 7 fotoğraf kaldı.




    Bu uğraşa başlayınca aslında çevremde birçok kişinin fotoğrafla ilgilendiğini,daha doğrusu ilgilenmek istediğini öğrenmiş oldum.Çay kahve karşılığında öğrendiklerimi onlara anlatmaya çalıştım.Ancak anlatırken elimde hiçbir görsel yoktu ve anlatmak istediklerimi çizmeye,telefon kamerasıyla örneklendirmeye çalışıyordum.Fotoğraf ı çok kısıtlı bir zamanda özetleme mecburiyetinde kalıyordum.Bir süre sonra facebook ta küçük ve özel bir grup kurup arkadaşlarımla gördüğüm örnekleri,detayları paylaşmaya çalıştım.Fakat fotoğrafa hiç başlamamamış arkadaşlarım vardı ve paylaşımlarım onlar için çok anlamsız kalıyordu.Bu yüzden daha düzenli,baştan itibaren bunu anlatabileceğim birşey istedim.Vee bu blog u kurdum.Aldım kalemi kağıdı deyim yerindeyse hazırladım müfredatımı. Yaklaşık olarak 10 günde bir sunum paylaşacağım sizlerle,geri kalan günlerde de o sunumu destekleyecek içerikler paylaşacağım.Umarım eğleniriz, bilgileniriz, çekişiriz..

Vira bismillah..